6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanun ile birlikte tüketicilerin mahkemelere başvurmadan önce başvurması gereken bir yapı tesis edilmiş ve ilçelerde kaymakamlıklar, illerde ise valilik bünyesinde tüketici hakem heyetlerinin teşkil edilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Tüketici Hakem Heyetlerinin görev kapsamı ise “Bu Kanun, kanunda her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde kanunun 2. maddesinde belirtilmiştir.
Tüketici Hakem Heyetlerine belirtilen şartlar uyarınca satıcı/sağlayıcı ve tüketiciler başvuru yapabilirler. Her ne kadar bu kanun uyarınca yürürlüğe girmiş olan hakem heyetleri, ilk başlarda sağlayıcı/satıcıların başvurularını kabul etmiyor olsa da bir süre sonra kanunun yorumlanması neticesinde meydana gelen içtihatlar ile satıcı ve sağlayıcıların da hakem heyetine başvurabileceği belirtilmiştir.
Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru ücretsiz olup kargo yoluyla dilekçe ve ek belgeler gönderilebilir. Ayrıca E-Devlet üzerinden TÜBİS (Tüketici Bilgi Sistemleri) aracılığı ile online başvuru da yapılabilmektedir. Yukarıda bahsedilen kanun hükümleri kapsamındaki uyuşmazlıkların çözümlenmesi amacıyla tüketici hakem heyetine başvuru için her sene para sınırı da belirlenmektedir. Bu sınır, 2020 yılı için 6502 Sayili Tüketi̇ci̇ni̇n Korunmasi Hakkinda Kanunun 68 İnci̇ Ve Tüketi̇ci̇ Hakem Heyetleri̇ Yönetmeli̇ği̇ni̇n 6 Nci Maddeleri̇nde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İli̇şki̇n Tebli̇ğ uyarınca İlçe Tüketici Hakemleri için 6.920-TL, il tüketici hakem heyetleri için ise 10.390-TL olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla eğer tüketiciye yönelik işlemlerden doğan bir ihtilaf mevcut ise, tüketici bulunduğu ilçe tüketici hakem heyetine 6920-TL’ye kadar olan uyuşmazlıklar için başvurabilecektir. 6920-TL’nin üstünde ve 10.390-TL’nin altında olan uyuşmazlıklar için ise, tüketiciler, bağlı bulundukları ilin tüketici hakem heyetine başvurmak zorundadır.
Belirtilen kapsam ve maddi sınırlarda olan her türlü uyuşmazlık TKHK (Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun) md. 68’de “Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla… ilçe ve il hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.” şeklinde ifade edilmiştir. Kanun Koyucunun belirttiği üzere, bu şartları taşıyan uyuşmazlıklar için mahkeme yoluna gidilmesi kanun ile kısıtlanmıştır. Ancak belirtilen başvuru şartlarını taşısa da miktar yönünden belirlenen sınırın üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetine başvuru yapılamaz.
Hakem Heyetleri, Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 23. maddesi uyarınca önlerine gelen bir başvuruyu en geç 6 içerisinde karara bağlamalıdır. Kural olarak azami süre 6 ay olarak belirlenmiş ise de yine aynı maddede yapılan başvuruların niteliğine göre sürenin bir 6 ay daha uzatılması mümkündür. Genel kural bu şekilde belirtilmişse de güncel durumda tüm dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 pandemisinin etkileri sebebiyle 10 Nisan 2020 tarihinde Tüketi̇ci̇ Hakem Heyetleri̇ Yönetmeli̇ği̇nde Deği̇şi̇kli̇k Yapılmasına Dai̇r Yönetmeli̇k hükümleri yayınlanmıştır. Bu düzenleme ile Tüketici Hakem Heyetlerinin yönetmelik uyarınca ayda en az 2 kez toplanmaları, istenilen belgelerin sunulması için gerekli olan süreler ve alınmış olan kararların tebliği için işleyecek süreler 13.03.2020’den 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Süreler 30.04.2020 tarihinden sonra kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.
Tüketici Hakem Heyetlerine başvurularda karar verilmesi için gözetilen hususlar TKHK’de ve ilgili kanun hükümlerinde belirlenmiştir. Hakem heyetleri bu mevzuatlar kapsamında kararını gerektiği takdirde bilirkişi raporu da alarak tesis edebilecektir. Hakem heyeti başvurularında en sık karşılaşılan olaylar, büyük şirketler ile tüketici arasında meydana gelen, alınan hizmetin ya da ürünün ayıplı olması, kurulan sözleşmelerde tüketici aleyhine değiştirilen hükümler ile tüketicinin mağdur edilmesi gibi olaylardır. Bilhassa ayıplı mal ve ayıplı hizmetlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar sık karşılaşılan hususlar olduğundan bu iki konudan kısaca bahsetmekte fayda vardır.
TKHK md. 8’de ayıplı mal “tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.” şeklinde tanımlanmıştır. Satıcı tarafından tüketiciye teslim edilen malın ayıplı olması durumunda TKHK md. 11 uyarınca tüketiciye 4 adet seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar:
Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini istemedir.
Diğer taraftan, sağlayıcı tarafından ayıplı bir hizmet ifa edilmesi durumunda tüketicinin kanunun 15. maddesi uyarınca:
hizmetin yeniden görülmesini,
hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımını,
ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını ya da
sözleşmeden dönme haklarından birini kullanabilir.
Tüketiciler bu haklarını seçerken kendileri için en avantajlı olanı seçmek zorundadır. Çünkü kural olarak seçimlik haklardan yalnızca bir tanesi kullanılabilir. Bu haklardan yararlanılması için malın ayıplı olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren veya hizmetin ifası tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı içerisinde satıcı/sağlayıcıya başvuruda bulunulması gerekmektedir. Ancak ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
Sonuç olarak TKHK ve bu kanun ile ilgili mevzuatları kapsamında değerlendirme gerçekleştiren hakem heyeti kararları ilam niteliğinde kararlardır. Bu kararlara karşı, taraflar, kararın kendilerine tebliğlerinden itibaren 15 gün içerisinde hakem heyetinin bağlı bulunduğu yargı çevresindeki Tüketici Mahkemesine itirazda bulunabilirler. Tüketici Hakem Heyetine kararına itiraz için mahkemeye başvurulması hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak teminat gösterilmesi durumunda icranın durdurulmasına karar verilir. Tüketici Mahkemeleri tarafından tesis edilen kararlar ise kesin niteliktedir.
Yukarıda günlük hayatta birçok olayda karşılaşılan ve gerekli olması sebebiyle kısaca bahsedilmiş olan Tüketici Hakem Heyeti Başvurusunu hem tüketici hem de satıcı/sağlayıcı kendisi gerçekleştirebilse de yasal bir destek alınarak hareket edilmesi her zaman daha olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Konuya ilişkin sorularınız ile TKHK ve hakem heyeti başvuruları konusunda merak ettikleriniz için bize ulaşabilirsiniz.
留言