(Adalet Komi̇syonunda kabul edi̇len meti̇n esas alınmıştır.)
2019’un sonlarında yürürlüğe girmiş olan ilk yargı paketinin ardından ikinci yargı paketi olarak da infaz kanunundaki değişikliklerin gündeme alınacağı belirtilmişti. Her ne kadar 2020 yılının başında çıkarılması beklenilmiş olsa da gündemin yoğunluğu ve dünya çapındaki salgından dolayı ertelenmiştir. Nihayet 04.04.2020 tarihli TBMM Adalet Komisyonu raporu uyarınca güncel haline gelen tasarı konusunda merak edilenler ile ilgili bilgilendirmede bulunulması gerekmektedir. Birçok kişiyi yakından ilgilendiren düzenleme henüz son halini almamış olsa da yasa tasarısının son halinin yorumlanması ile kanun metninin içeriğine ilişkin belirgin bir fikir sahibi olunması amaçlanmıştır.
Kanun teklifinin ilk maddelerinde infaz hakimliğinin yapısı, görevi ve işleyişine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Ceza veya güvenlik tedbiri yaptırımlarının infazı aşamasında ortaya çıkan sorunların çözümünde infaz hakimliğinin daha etkili şekilde kullanılması amaçlanmıştır.
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundaki Değişiklikler
TCK’nın 50 ve 51 inci maddelerinde hüküm kesinleştikten sonra hükmü veren mahkeme
veya hakim tarafından verilmesi öngörülen kararların infaz hakimi tarafından verilmesi yönünde değişiklikler yapılmıştır.
TCK 53. maddesinde yapılacak değişiklik ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak
cezası infaz edilen kişiye de kendi altsoyu üzerinde velayet, vesayet ve kayyımlık yetkisi tanınmaktadır. Aynı zamanda “bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etme” yetkisi, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen hükümlü ile koşullu salıverilen hükümlüye de tanınabilecektir.
TCK’da yapılan diğer değişikliklerle bazı suçların cezasının artırılması öngörülmektedir.
TCK’nın 86. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddede düzenlenen kasten yaralama suçunun canavarca bir hisle işlenmesi bu suçun nitelikli halleri arasına eklenmekte ve bu durumda cezanın diğer nitelikli hallere göre daha fazla verilmesi sağlanmaktadır. TCK’nın 87. maddesinde yapılması hedeflenen değişiklikle, canavarca his saikiyle işlenen kasten yaralama suçu da dahil olmak üzere 86/3’te düzenlenen nitelikli hallerin gerçekleştirilmesi neticesinde ölüme sebebiyet verilirse azami ceza, 16 yıldan 18 yıla çıkarılmaktadır.
TCK’nun 220. maddesinde yapılacak değişiklikle; suç işlemek amacıyla örgüt kuranlar
veya yönetenler ile bu amaçla kurulmuş örgüte üye olanların cezasının alt ve üst sınırları artırılmaktadır. (Alt sınırı 2 yıldan 4 yıla, üst sınırı da 4 yıldan 8 yıla çıkarılmakta; maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen suç örgütüne üye olmanın alt sınırı 1 yıldan 2 yıla, üst sınırı 3 yıldan 4 yıla çıkarılmaktadır.)
TCK md. 241’de yapılan değişiklikle, tefecilik suçunun da cezası artırılmıştır. Teklifte bu
suçun yaptırımını oluşturan hapis cezasının üst sınırı beş yıldan altı yıla çıkarılmakta, adli para cezası için de gün biriminin alt sınırı beş yüz (500) gün olarak belirlenmektedir. Ayrıca, tefecilik suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılması hükme bağlanmaktadır.
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki Değişiklikler
5271 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenecek cümle ile, hakkında
adli kontrol kararı verilmiş olup da dosyası istinaf ya da temyiz incelemesinde bulunan sanıkların, adli kontrol tedbirine uymamaları halinde hükmü veren ilk derece mahkemesi tarafından UYAP kayıtları üzerinden yapılacak inceleme neticesinde tutuklama kararı verilebilecek veya yakalama emri düzenlenebilecektir.
CMK’nın 272. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen hükümle, istinaf yolu kapalı olan
mahkumiyet hükümleri, tekerrüre esas alınmayacaktır. Suçta tekerrür hükümleri uygulanan mahkum, cezasını “mükerrirlere özgü infaz rejimi” çerçevesinde infaz eder. Tekerrür, hükümlünün ikinci kere suç işlemesidir. Mükerrir suçlu ilk kez suç işleyen bir kişiye göre daha ağır bir yaptırım sistemiyle karşılaşır. Bu düzenlemeyle tekerrürün kapsamı daraltılarak hükümlü lehine bir değişikliğe gidilmektedir.
3- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’daki Değişiklikler
5275 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılacak değişiklikle;
a) Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanlar
b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar.
c) Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler
d) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar
hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilecektir.
5275 sayılı Kanunun 89. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilerek iyi halin belirlenmesi
kriterleri farklı usullere tabi olacaktır. Hükümlüler hakkında, ceza infaz kurumlarında bulundukları tüm aşamalarda, maddede yazılı hususlar göz önüne alınarak idare ve gözlem kurulu tarafından iyi hâl belirlenecektir. Düzenleme uyarınca hükümlüler en geç altı ayda bir değerlendirmeye tabi tutlacaktır.
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazını düzenleyen 105/A maddesinde
yapılacak değişiklikle; denetimli serbestlik tedbirinden faydalanılabilmesi ve koşullu salıverme için ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin 4/5’inin ceza infaz kurumunda geçirilmesi gerekecektir. Hükümlüler, denetimli serbestlik tedbirinden en fazla üç yıl süreyle faydalanabileceklerdir. Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler, maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler için bu oran 3/5 olarak uygulanacak ve denetimli serbestlikten faydalanmada azami süre dört yıl olacaktır.
İnfaz Kanununda koşullu salıverilmeyi düzenleyen 107. maddede yapılacak değişiklikle;
süreli hapis cezasına mahkûm edilen kişilerin koşullu salıverilmeden yararlanabilmeleri için infaz kurumunda kalmaları gereken süre azaltılmakta, bu süre hükmedilen cezanın ⅔’ten ½’ye indirilmektedir. Kasten öldürme suçları, işkence ve eziyet suçları, çocukların işlediği cinsel dokunulmazlığa kaşı suçların tamamı ile yetişkinler tarafından işlenen cinsel dokunulmazlığa karşı suçların bazı işleniş şekilleri, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar, çocuklar tarafından işlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları, çocuklar tarafından işlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile terör suçları; cezanın yarısının infaz kurumunda çekilmesinin istisnasını oluşturan suçlardır. Bu suçları işlemesi nedeniyle süreli hapis cezasına mahkûm olanlar, koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için cezalarının ⅔’ünü infaz kurumunda çekeceklerdir.
TCK m.102/2 kapsamında kalan cinsel saldırı suçu, TCK m.103 kapsamında çocukların
cinsel istismarı suçu, TCK m.104/2, 3 kapsamında reşit olmayanla cinsel ilişki suçu, TCK m.188 kapsamında uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçları, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında kalan terör suçları yönünden koşullu salıverilme süresi 3/4 olarak uygulanacaktır.
Teklifte, mükerrir olan hükümlülerde koşullu salıverme oranı süreli hapis cezalarında
3/4’ten 2/3’e indirilmektedir. Birden fazla süreli hapis cezasına mahkumiyet halinde koşullu salıverilme süresi azami 32 yıl olacaktır. Ancak ağırlaştırılmış müebbet hapis ve müebbet hapis cezalarına mahkum olan hükümlülerde herhangi bir değişiklik öngörülmemektedir.
Kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere
taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezaları, hafta sonları kesintisiz veya hafta içi gece saatlerinde infaz edilebilecektir.
5275 sayılı Kanunun geçici 6. maddesinde yapılacak değişiklikle; 30/3/2020 tarihine
kadar işlenen suçlar bakımından; kasten öldürme; üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, işkence suçu, eziyet suçu, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ve devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve sasusluk ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere, yine bu Kanunla değiştirilecek 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık denetimli serbestlik süresi, “üç yıl” olarak uygulanacaktır.
5275 sayılı Kanunun 110. maddesinde yapılacak değişiklikle; mevcut özel infaz usullerinin
kapsamı genişletilmekte; kadın, çocuk, yaşlıların mahkum oldukları hapis cezasının bir bölümünü konutunda çekmelerine olanak tanınmaktadır.
Buna göre; hükümlünün talebi üzerine kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay,
taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının;
a) Her hafta cuma günleri saat 19.00'da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları,
b) Hafta sonları hariç, her gün saat 19.00'da girmek ve ertesi gün saat 07.00'de çıkmak suretiyle geceleri,
Ceza infaz kurumlarında çektirilmesine karar verilebilecektir.
Ayrıca; Kadın, çocuk veya altmışbeş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl,
b) Yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam iki yıl,
c) Yetmiş beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam dört yıl,
veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
Son olarak 5275 sayılı Kanuna eklecenek geçici madde 9 ile; Covid-19 salgın hastalığının
ülkemizde etkileri göz önüne alınarak, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılacaktır.
Söz konusu metnin yasa tasarısının TBMM'de kanunlaşarak yürürlüğe girmesinin akabinde yayınlanacak olan devam yazımızda, tasarı metnine göre değişmiş maddelerin üzerinde durularak kanun hükümleri üzerine yorumlar da yer alacaktır.
Konu ile ilgili merak ettikleriniz ve sormak istedikleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Comments