26.03.2020 tarihinde yayımlanan 7226 Sayılı Kanun ile Corona virüsüne karşı önlemler kapsamında vatandaşlarımızı özellikle ilgilendirebilecek birtakım düzenlemeler getirilmiştir.
Bu düzenlemelerin en önemlilerinden biri, işyeri kira sözleşmeleri ile ilgili hükümdür. Geçici Madde 2 ile getirilen "1/3/2020 tarihinden 30/6/2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz." hükmü uyarınca; işyeri kiracılarının kira sözleşmeleri, belirtilen zaman aralığında işleyecek kira bedellerini ödeyememeleri nedeniyle kiralayan tarafından feshedilemeyecek ve yine bu sebeple kiralananın tahliyesi istenemeyecektir. Fakat hüküm ile birtakım tartışmalar da gündeme gelmektedir.
Öncelikle söz konusu hükümde her ne kadar belirtilen unsurlar açısından kiracılara kolaylık sağlanmakta ise de, kira ödemelerinin yapılmaması ve belirlenen sürenin geçmesi durumunda nasıl bir yol izleneceği net olarak belirtilmemiştir. Kanun hükmünün, bu dönemde işleyecek kira bedellerinin ödeme gününün 30.06.2020 tarihine kadar ertelenmesi, bu tarihe kadar kiracının kira ödeme borcundan muaf tutulacağı şeklinde tefsir edilmesi durumunda; kiracıların, ekonomik hayatın durağanlaştığı bu dönemde birikecek kira borçlarını ödeme güçlüğünü aşıp aşamayacakları belirsizdir. Kaldı ki, kanun hükmü uyarınca kira borçlarının muacceliyetinin ve kiracının temerrüde düşmesini engellemesine ilişkin bir ibare de bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanun hükmü, her ne kadar fesih ve tahliyenin bu süre zarfında gerçekleştirilemeyeceğini düzenlemiş olsa da yargı ve icra işlemlerinin tekrar başladığında ödenmeyen kira ücretleri için temerrüt faizlerinin de talep edilmek suretiyle icra takiplerinin başlatılacağı kuvvetle muhtemeldir. Yine kanun hükmünün yorumlanmasında TBK md. 136/1 uyarınca bu süreç içerisinde kiracıların kiradan tamamen muaf olacağı şeklinde bir yorum gerçekleştirilirse bu da kiraya verenlerin mülkiyet hakkın kısıtlanmasına yol açacaktır.
16 Mart saat 24.00 itibariyle tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları (AVM ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, SPA ve spor merkezlerinin faaliyetleri geçici bir süreliğine durdurulmuştur. 21.03.2020 tarihinde yayınlanan yeni bir genelge ile de kuaför, berber ve güzellik salonlarının faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmuştur. TBK md. 136'da belirtilen borcun ifasının imkansızlaşması başlığı altındaki mücbir sebepten kaynaklanan ifa imkansızlığı hükmü yalnızca yukarıda sayılan ve zorunlu olarak kapatılan işletmelerin kiracıları tarafından kullanılabilecektir. Koronavirüs kaynaklı olarak idarenin aldığı işyerlerini geçici olarak kapatma kararı, bu işyeri kiracıları için haklı fesih sebebi oluşturur. Ancak kira sözleşmesi gibi sürekli edim borcu doğuran sözleşmelerde bu hakkı kullanmayan borçluyu borçtan kurtaramaz. Dolayısıyla TBK’nın 136. maddesi kiracının kira ödeme borcunu ortadan kaldırmaz; yalnız kiracıya daha fazla zarar etmesini engelleyebilmesi için sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı kazandırır. Ancak, kiracı bu süreçte kirasını ödeyemediği takdirde kiraya veren bu sebeple kiracıyı tahliye edemeyecektir. Bununla birlikte, kiraya verenin, kira alacağına ilişkin işleyecek faizi ile birlikte icra takibi açma hakkı ise saklıdır.
Düzenleme ile zorunlu olarak kapatılmayan işletmelerin virüsün yayılması sebebiyle işletmelerinin zarar veya gelir azalmasına sebep olması sebebiyle mücbir sebebin bulunduğunu iddia etmeleri durumunda TBK md. 136 hükmünden değil; TBK md. 137 hükmü uyarınca ifası imkansızlaşan kısım için sorumluluktan kurtulmaları somut durumlarını net olarak ispatlayabilmeleri halinde mümkündür. Bu durumda da işyeri sahipleri ya da yapılan ticari sözleşmelerdeki taraflar ile karşılıklı müzakere yapılarak edimlerin ifasının zorluğuna dair sorunların çözümü makul olacaktır. Buna ek olarak, TBK md. 138 hükmü kapsamında, Corona virüsünün etkileri sebebiyle, yapılan tek tarafa ya da çift tarafa borç yükleyen sözleşmelerde sözleşme ediminin ifasının aşırı derecede zorlaşması halinde hakime başvurma imkanı da tanınmıştır. Hakime başvurmadan tarafların karşılıklı anlaşmaları ise, yargılama faaliyetlerinin neredeyse tamamının durduğu bu süreç içerisinde daha isabetli olacaktır. Fakat bu durumda da özellikle belirtmek gerekir ki; yukarıda sayılan işletmeler dışındaki işyerlerinin belirtilen TBK md. 137 ve 138 hükümlerinden yararlanabilmeleri için bu durumdan zarar gördüklerini somut olarak ispatlayabilmeleri gerekmektedir.
Belirtilen düzenlemeye ek olarak kanunun Geçici Madde 1 başlığındaki hükmü ile 22.03.2020 tarihinde ertelenmiş olan icra ve iflas takiplerine ek olarak diğer hukuk yargılamaları, ceza yargılamaları, idare ve vergi yargılamaları, arabuluculuk ve uzlaştırma işlemleri ile üst derece mahkemelerdeki yargılama süreçlerine de 30.04.2020 tarihine kadar ara verilmesine karar verilmiştir. Söz konusu madde uyarınca belirtilen süre aralığında son gününe 15 günden az kalmış olan süreler duracak, 30.04.2020 tarihinden itibaren 15 gün sonra sona erecektir. Salgının devam etmesi halinde söz konusu sürenin de uzatılacağı yine aynı maddede ifade edilmiştir. Kısaca özetlemek gerekirse 22.03.2020 - 30.04.2020 tarihleri arasında hukuk, ceza, idare ve diğer sair yargılama ve icra iflas takibi faaliyetlerinin kanunda öngörülen acil işler dışında duracağı ifade edilmiştir.
Not: Düzenleme ile ilgili diğer değişikliklere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
( https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/03/20200326M1-1.htm )
Serinin ilk yazısına ise https://www.onemhukukburosu.com/post/corona-vi-rüsünün-covi-d-19-hukuki-etki-leri-1-i-ş-hukuku linkinden ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi ve hukuki destek almak için bize ulaşabilirsiniz.
Comentarios